Cuma, Aralık 09, 2011

Zaman




Bazı yaraların kapanması uzun zaman alır. Bir yıl, beş yıl belki bir ömür kanar sessiz sessiz...
Zamanın hep pansuman yaptığı düşünülür yaraya. Ya da beklentiler vardır zamandan... Kabuk bağlamış gibi görünür bazen fakat birikir kan oluk oluk taşmak için... Ve an gelir, gözlerden taşar. Zayıf bulduğu her yerden sızmaya çalışır. Kalbinizi kapatmaya çalışırsınız ellerinizle, sızmasın kan diye. Parmak aralarınızdan dökülür damla damla...


'Zaman?' dersiniz merhem değil miydi kanayan yaraya?
Beklentilerinizi karşılayamamış, köşeye çekilmiştir zaman... 'Aslında benim.' demiştir, 'Hep kanatan, acıtan, hatırlatan...'

Kalmak zordur insanlar arasında işte bu zamanda. Zaman çevirir sayfalarını, yanık kokan anıları... Silinmeye başlamıştır sesler bile artık, duyamaz olursunuz.

'Sabır...' diye fısıldar biri kulağınıza. 'Biraz daha...'

İçinize ferahlık serpen şey ebediyettir her zaman. Herkesin ayak üstü uğradığı bu handa her şey planlı bir şekilde işlemektedir. Hazırlanırsınız geç kalmadan. Sırası gelen ruhunu toparlayıp gidecektir zamandan...


Radikal Genç'te yayımlanmıştır.



Hiç yorum yok: